2016’ya girmek için İstanbul’un en karlı gününü bekleyip 31 Aralık günü binbir zorlukla havaalanına ulaşıp, iptal edilen yüzlerce uçak arasında olmamak için dua edip, buz gibi uçakta 3 saat bekleyip güneşli bir Napoli’ye iniş yapıyoruz. Yol arkadaşım Çağkan ve bizi orada bekleyen Antonio ile bol kahkahalı yeme-içmeli 3 gün bizi bekliyor!
Neden kış günü Napoli derseniz, ben ne zamandır Positano’ya gitmek isteyip fırsat bulamıyordum, madem yazını göremedim kışıyla yetinelim diyip yola koyulduk. Napoli bence tipik bir liman şehri. Uzun bir sahil şeridi, liman, sahil kenarında eski binalar… Biraz İzmir, Kordon boyu, biraz Cenova. Tam karşısında Capri adası el sallıyor, limandaki cruiselerde turistler şehre uğrayıp gidiyor, yazın Amalfi-Positano kıyılarına gidenler mecbur Napoli’den geçiyor…
Antonio bizi Alfa Romeo’su ve İtalyan kız arkadaşıyla havaalanında karşılıyor. Otele gitmeden direk şehir merkezine gidiyoruz. 31 Aralık günü her yer tatil, tüm halk sokaklarda, biz yorucu bir uçuşun vermiş olduğu yorgunluğu çıkarmak istiyoruz, güneş içimizi ısıtıyor. Sahilde Antonio & Antonio isimli bir restorana gidiyoruz. Tüm sahil şeridi boyunca yanyana restoranlar var ama Antonio en güzelinin bu olduğunu söylüyor. Pizzalar, makarnalar, parmiaganalar derken hayat şimdi daha güzel diyorum işte.
Her gittiğimiz yerde önce masaya Prosecco geliyor. Prosecco aslında karşılama içkisiymiş, şampanyadan farkı ise biraz daha tatsız olması (brut) ve yemek öncesi iştah açmasıymış, tabi Fransa’nın Champagne bölgesinde şişelenmemesi en büyük fark aslında. Yemeğin üzerine ise limoncello içilmesi adetten.
Napoli aslında oldukça küçük bir şehir. Piazza Plebistico en ünlü meydanı… Meydanın yanı başında İtalya’nın en eski cafelerinden biri Gran Cafe Gambrinus var. İçerisi gerçekten oldukça tarihi, Roma’daki Antico Caffe Greco’nun farklı bir versiyonu… Hemen ilerisinde bulunan Umberto, Milano’daki Galleria Vittorio Emanuele’in birebir küçük bir kopyası. Via Chiaia ünlü İtalyan markalarını görebileceğiniz alışveriş caddesi. Via deli Tribunali ise eski Napoli sokaklarını görebileceğiniz hatta meşhur yer altı şehirlerinin de bulunduğu hava karardıkça biraz daha korkunç bi hal alan caddesi…
Meşhur romlu tatlısı Baba’yı ve Pizzeria Gino Sorbillo’yu da yine bu cadde üzerinde görebilirsiniz. Ayrıca Napoli’ye kadar gidip Antique Pizzeria da Michele’de pizza yemeden dönülmez dediler ama biz gittiğimizde kapalıydı maalesef. Eat, pray and love filminde Julia Roberts’ın pizza yediği meşhur restoran kendisi… Önünde uzun kuyruklar oluştuğunu da ekleyelim. Antico Pizzeria Port Alba ve Di Matteo diğer meşhur pizzacıları…
Bir de turistik olmayan bir tavsiye vermek gerekirse Trattoria Medina keyifli bir akşam yemeği için mutlaka gidilesi…
Ertesi gün Positano’ya gitmek üzere yola koyuluyoruz. Bol virajlı 1,5 saatlik bir yol bizi bekliyor. Ara ara durup mola veriyoruz, manzara inanılmaz güzel… Positano’nun tepelerinde sisler bizi karşılıyor. Yazınki rengarenk cıvıl cıvıl halinden eser yok tabi ama yine de sokakları insanı mutlu etmeye yetiyor. Sokaklarında biraz tur atıp, tepelerde fotoğraf çekilip, Sorrento’ya doğru dönüyoruz…
Sorrento Positano’ya oranla daha az turistik, Napoli’de yaşayanların yazlıklarının olduğu şirin sokaklarında bol bol devasa limonlara ve baharatçılara rastlayabileceğiniz tam bir İtalyan sahil kasabası:) Sorrento’ya kadar gelmişken L’antica Trattoria’nın keyifli atmosferinde yemek yemeden dönmeyin;)
Ben 3 günlük hızlandırılmış tura bunları sığdırabildim ama eminim ilkbahar yaz aylarında biraz daha uzun kalıp, Capri ve Amalfi’ye de uğrayıp denize girip keyfini çıkarmak harika olacaktır:)
Bizde Napoli ve Amalfi taraflarına bir plan yapmıştık. Bu yazı süper denk geldi! Teşekkürler. Napoli’de güvenlik açısından bir sıkıntı çektiniz mi? Bir de kalacak yer önerebilir misiniz?
Gitmeden önce ben de okuduklarım ve duyduklarımla baya bi endişelenmiştim ama gördüğüm kadarıyla herhangi bir tehlike yoktu. Klasik önlemleri almak yeterli olacaktır. Bizim Napoli’de yaşayan İtalyan bi arkadaşımız vardı otel konusunda o yardımcı oldu ama otelin adını hiç anımsayamıyorum maalesef.
Gamze,
Ben İzmirliyim ve İtalyada yaşadığım dönemde, Napoliyi ziyaret ettiğimde burası ne kadar da İzmir demiştim ve çok sevmiştim. Sonra İzmire dönünce burada yaşayan İtalyan tanıdıklarıma ( biri Napoliliydi) bu fikrimi söyledim. Hımm yok canım falan dediler. Şimdi senin de benim perspekfitimden görmüş olmana sevindim. Sahil şeridi gerçekten de tam bir Kordon! Bu arada fotograflara bayıldım, tekrar gidesim geldi 🙂
Didem selam,
Bence sahil şeridi tam bir Kordon boyuydu gerçekten binalar, yollar bu kadar mı benzer:)
Fotoğraflar çok güzel! Atlayıp ilk uçağa gidesim geldi 🙂
Ben de seyahat sevenleri blogtaki ‘Travel’ bölümüne beklerim 🙂
http://kubilaysakarya.com/category/travel/
Öptüm çok!
Kubilay 🙂
merhaba, fotoğraf makinasiyla cekiliyorsaniz markasini ogrenebilir miyim?.
canon 550D 50 mm lens