Tatilden döneli neredeyse 3 hafta oldu ama hala oturup bir Barcelona yazısı yazamadım diyordum ki bugün artık zamanı geldi… Yazacak öyle çok şey ve seçilecek öyle çok fotoğraf vardı ki biraz üşendiğimi de itiraf etmeliyim sanırım:) Ama baştan söylemeliyim ki şimdiye kadar pek çok ülke ve şehir gezdim Barcelona’dan aldığım kadar hiçbirinden keyif almadım. Tabi ki bunda beraber gidilen insanların da etkisi büyük:) Şu an nerede olmak isterdin deseler uzun bir süre Barcelona cevabı verebilirim. Hazırsanız yeni başlayanlar için Barcelona rehberini başlatıyorum!
1- Catalunya
Katalonya, İspanya’nın kuzey doğusunda yer alan özerk bölgenin adı ve başkenti de Barcelona. Kendi bayrakları ve resmi dilleri var. Dolayısıyla gittiğinizde İspanyolca dışında Katalanca’nın konuşulduğunu, kullanıldığını göreceksiniz. Gördüğünüz sarı kırmızı bayraklar da Katalan bayrağı… Bu önemli bilgiyi öğrenmenizde fayda var:)
2- Tapas
Evet Barcelona’ya giden herkes tapaslardan bahsediyor, tapasla yatıp tapasla kalkıyor peki nedir bu tapas derseniz meze diyen çok ama tam olarak meze denemez bence, küçük porsiyonlarda hazırlanan atıştırmalıklar diyebiliriz. Çünkü kimi zaman sandviçler bile tapas olarak adlandırılıyor. Patatesli omlet, patates bravas, jumbo karides, ahtapot, midye, közlenmiş biber gibi bir çok farklı lezzet küçük tabaklarda küçük porsiyonlarda önünüze gelince adı tapas oluyor:) Peki tapas en iyi nerede yenir sorusuna da eminim bir çok farklı cevap alacaksınızdır ama Barcelona’da yaşayan insanların en çok tavsiye ettiği Cuidad Condal’ı kesinlikle denemenizi öneririm. Barı, restoranı ve dışarı kısmı bulunuyor öncesinde rezervasyon alınmıyor. Eğer bara geçecekseniz boşalan sandalyelere geçip bardan gördüğünüz tapasları isteyebiliyorsunuz. Eğer masada yemek istiyorsanız saat 8’den önce gitmenizde fayda var yoksa 1 saat sonrasına rezervasyon veriliyor. Girişte sol tarafta isminizi yazdırıyorsunuz ve sıranın size gelmesini bekliyorsunuz. Eğer birkaç kişiyseniz farklı farklı 3-4 tapas sipariş edip tadlarına bakmanızı öneririm. Bir sürahi de sangria söyleyip ortalama kişi başı 20 euro’ya Barcelona’da keyifli bir tapas akşamı yapabilirsiniz. Akşamları kapısının önünde içki yudumlayıp sosyalleşmek de oldukça popüler. Paella yemek istiyorsanız Pitarra ya da Set Portes’ye gidebilirsiniz, gelmişken bir de salyangoz yemeliyiz diyorsanız da adres Los Caracoles!
4- Antoni Gaudi
Barcelona’ya gittiğinizde ismini bol bol duyup, her yerde görüp, eserlerine hayran olacağınız Katalan mimar. Casa Battlo ve Casa Mila’yı şehrin göbeğinde görebilir, bir gününüzü ise Park Güell’e ve La Sagrada Familia’ya ayırarak sanat aşkınızı alevleyebilirsiniz. Park Güell, Eusebi Güell’in şehrin zenginleri için Gaudi’den ütopik bir yaşam alanı istemesiyle doğmuş. Gittiğinizde size Gaudi’nin hayal dünyası hakkında bol bol ipuçları verecektir. Kuşbakışı Barcelona’yı görmek için de harika bir fırsat. La Sagrada Familia ise Gaudi’nin zamansız ölümüyle yarım kalmış ve 1882’den beri yapımı sürüyor. Ayrıntılardaki işçilik büyüleyici… Gaudi’nin karmaşık mimari tekniği ve katedralin sadece bağışlarla yapılıyor olması inşaatın hala bitirilememesinin en büyük sebeplerinden… Tabi çeşitli rivayetlere göre bitmeyen haliyle daha çok turist çektiği de düşünülüyormuş. Gaudi’nin eserleri için mutlaka online bilet almanızı öneriyorum. Günü ve saati belirleyip biletinizi alın yoksa kilometrelik bilet kuyruklarında sanattan ve mimariden hayat boyu nefret edebilirsiniz.
5- El Born & Barri Gotic
Barcelona öyle bir şehir ki mimarisi her mahallesinde size farklı duygular yaratıp, farklı izler bırakıyor. Borri Gotic bölgesi isminden de anlaşılacağı üzere gotik yapıdaki binaları, katedraliyle karanlık tarafınızı ortaya çıkarıyor. Picasso da 1895-1904 yılları arasında bu bölgede yaşayıp çalışmış, bol bol esinlenmiş. Fotoğraflarda sıkça gördüğünüz gotik balkon da katedralin yanıbaşındaki sokakta bulunuyor. El Born ise bu bölgenin yanı başında şehrin daha bohem kısmını simgeliyor. Bol bol minik dükkanlar, tasarım butikler, coffeeshoplar, restoranlar, keşfetmeyi bekleyen öyle çok şey var ki… Barcelona’da en çok neyi sevdin diye sorarsanız bu sokaklarda kaybolmayı sevdim. Belki 3 kez aynı sokaktan geçmeme rağmen her seferinde farklı bir şey görebildim. Meşhur espadrilci La Manual Alpargatera’ya da uğramayı unutmayın, yalnız saat 13.00-16.00 saatleri arasında siesta da;)
6- Barceloneta
Sanırım şehrin en kıskandığım kısmı burası oldu. Öyle bir hayat düşünün ki saat 6’da işten çıkıp plaja gidiyorsunuz. Hem bu şehir bir sahil kasabası değil, İspanya’nın en büyük ikinci şehri, kocaman bir metropol. İşte bu sahip olmayı istediğim bize şu an lüks gözüken harika bir duygu olsa gerek. Upuzun bir sahil şeridi, bisikletine atlayıp sahile gelenler mi, üstsüz güneşlenenler mi, miami misali patenli kızlar mı, sahil de koşanlar mı herkes huzur içinde bir arada… Belki de İstanbul’da görmeyi en çok dilediğim görüntü… Şehrin her yerinde bisiklet kiralayan minik dükkanlar göreceksiniz, çeşit çeşit bisikletlerden dilediğinizi kiralayıp Barceloneta’yı boydan boya gezin mutlaka.
7- La Ramblas / Passeig de Gracia
Şehrin ortasındaki 2,5 kmlik yaya yolu… Bu yolu takip ettiğinizde sizi limana kadar götürüyor. Yol üstünde bir çok restoran, cafe, supermarket, mağaza görüceksiniz. Burası aslında bir benzetme yapmak gerekirse tam olarak İstiklal Caddesi. Ne sevdim ne de sevmedim, La Rambla’ya karşı oldukça nötrüm ama ara sokaklarda kaybolup sonra kendimi La Rambla’da bulduğumda oldukça rahatlamış hissettiğimi de söyleyebilirim:) Passeig de Gracia ise adım başı Inditex mağazaları, geniş caddesi, kafeleriyle Barcelona’nın Nişantaşı diyebiliriz. Burada önemli bir tespitimi paylaşmak isterim, Inditex (Zara, Oysho, Bershka…vs) de fiyatlar Türkiye’ye göre az da olsa daha ucuz:) Passeig de Gracia’da oldukça uzun ve büyük bir cadde. Sokak aralarına girdiğinizde karşınıza ilginç ve güzel dükkanlar çıkabiliyor aklınızda olsun. Passeig de Gracia’ya kadar gidip Brunch & Cake’te sabah kahvaltısı yapmayı da unutmayın.
8- Plaça de Reial
Barri Gotic bölgesindeki bu meydana uğramanızı şiddetle tavsiye edebilirim. Özellikle akşamları şehrin kalbi burada atıyor. Burası dört tarafı tarihi binalarla çevrili, ortasında havuz bulunan, sokak lambaları Gaudi tarafından tasarlanmış ve lüks restoranların bulunduğu çok keyifli bir meydan. Özellikle Quinze Nits’de bir akşam yemeği yemeden Barcelona turunuzu sonlandırmayın.
9- Aplikasyon
Madem devir teknoloji devri o zaman gitmeden önce akıllı telefonunuza şehrin uygulamasını indirmeyi unutmayın. Offline olarak çalışabilen haritası kimi zaman hayat kurtarıcı olabiliyor, özellikle şehrin büyüklüğü ve karmaşık sokakları düşünüldüğünde:)
10- Mistral
Barcelona’da ne zaman üşüyeceğinizi bilemezsiniz! Sürekli esen rüzgar yaz ortasında sizi üşütmekle kalmayıp sersem de edebilir. Özellikle akşamları bizim gittiğimiz dönemde oldukça serindi.
Birkaç soru Birkaç cevap
Nerede kaldık?
Airbnb’den linkteki evi kiraladık. Konumu, konforu oldukça iyiydi. Sabah uyanıp tarihi binaları, sokaktan geçenleri izlemek oldukça keyifliydi. Neredeyse her yere de yürüme mesafesindeydik. https://www.airbnb.com.tr/rooms/1281798
Gidemeyip de aklımın kaldığı yer?
Park ciutadella, Set Portes’de paella, deniz mahsülleri için La Paradeta, Vicky Christina Barcelona filmindeki Forgets isimli restoran, kahvaltı için Milk
Ulaşım olarak ne kullandık?
En rahat spor ayakkabılarımızı giyip bol bol yürüdük ve yorulduğumuz noktada taksi kullandık. 3 kişi olduğumuz için metro kullanmaktan daha ucuza geldi.
Son söz
Son olarak Barcelona hakkındaki naçizane tavsiyelerim bunlar ama bence herkes gidip kendi top 10 listesini yapmalı, hatta tekrar tekrar gidip yenilemeli. Ben tekrar Barcelona gezisi planlamak için sabırsızlanıyorum! Hadi siz de Barcelona favorilerinizi yorum olarak bırakın, bir sonraki gidişimde yeni yerler keşfetmek isterim, hali hazırda Barcelona planları olanlara da yol gösterelim:)
Ben daha Barcelona’yı görmediğim ve çok merak ettiğim için yazınızı çok beğendim.
Hangi polarid kamerayı kullandığınızı öğrenmek isterim.Teşekkürler.
İlknur selam, umarım en kısa zamanda sen de gitme şansı bulursun:) Polaroid fotoğraflar Barcelona’da satılan kartpostallar aslında.
Sevgiler
Gamze hanım merhaba, bizde eşim minik oglumuz ve arkadasımızla haziran basında barselonaya gitmek istiyoruz.( aslında esim akademisyen -anadolu universitesinde- ve konferans icin orada olacak bizde cocuk bakacagız 🙂 ) haziranda denize girilebilir mi? ayrıca cocuk aksamları dısarıda usur mu onun icin kalın seylere gerek var mıdır? bere vs ister mi ? bizim icin sadece uzerimize ince birsey alsak yetecek gibi duruyor sanırım. Ayrıca gittiginiz gezdiginiz yerler ve yemekler beni benden aldı… paylaşımlar cok hos olmus tesekkur ediyorum ayrıyetten… bir de hırsızlıktan da sozedenler var. cok mu temkinli olmak lazim???
eklemek istediginiz seyler varsa da sevinirim…
tesekkur ederim..
saygılar
Onur
Merhaba, öncelikle şimdiden iyi yolculuklar:) Yerli halk denize pek girmiyor, öğrendiğimiz kadarıyla denizin pek temiz olmadığını söylemişlerdi, ama tüm halk plajlarda güneşleniyor takılıyor, denize girmek için ise trenle şehrin dışında yakın bir yere gidiyorlar. Ben Temmuz sonu gittim ve gündüzleri çok sıcak olmasına rağmen akşamları serindi, çocuk için temkinli olmakta fayda var. Hırsızlık için ise biz birşey yaşamadık, aşırı birşey yok normal önlemleri almanız yeterli olur bence. umarım keyifli bi seyahat olur.
Sevgiler
Barselona Rehberi - Moda, Trendler, Stil, Diy, Alışveriş Sırları
[…] ilk gidişinizse sizi önce ‘Yeni Başlayanlar içi Barselona Rehberi’ni okumak üzere şu linke almak isterim. Yok eğer zaten daha önce gittiniz ve Gaudi’nin eserlerini gözüm kapalı […]